27 Şubat 2010 Cumartesi

super-rector


BAK SEN ŞU İŞE??!!!!

DÜNYANIN EN CİCİ REKTÖRÜ 

SEÇİLEN ADAM!



Prof. Rein Raud gelmiş geçmiş en iyi rektör olmalı!!!


Yabancı öğrencilerinin cumhuriyet kutlamalarından bir şey anlamadığını fark eden Tallinn Üniversitesi rektörü Rein Raud, onlara Latince bir şarkı söyleyeceklerini açıklayarak iki genç kızı rahatlattı. Türk olan iki üniversiteli genç kız, rektörün daha sonra onlarla Türkçe konuşmasına da oldukça şaşırdı. S.Y. ve Ş.S. daha sonra rektörün Japon öğrencilerle japonca konuşmasının ve cumhuriyet kutlamalarına gitmeden önce öğrencileriyle Krambambuli adındaki geleneksel alkollü içkiyi tüketip şarkı söylemesinin de oldukça şaşırtıcı olduğunu belirtti. Rektörün diğer göze çarpan özellikleri ise kocaman bir göbeği, kıvırcık saç ile sakalları olması ve öğrencilere yaptığı konuşmanın bir dakikadan az sürmesi.



Estonlar Hakkında Öğrendiğimiz 10 Şey;


1. Evet, doğru; gerçekten soğuk görünümlü insanlar. ama bir kere iletişime başladınız mı saatlerce sohbet edebilirler. Sizden hoşlandıklarını gösterme ihtiyacı duymazlar. Sizi sevmiyorlarsa selam verme ihtiyacı duymazlar. Kendi hallerinde yaşarlar...

2. Partilerden anlamıyorlar. İnsanların birbirleriyle iletişim kurmasını sağlamak gibi bir yetenekleri yok. Büyük gruplarla nasıl idare edeceklerini bilmiyorlar.

3. Koyu renk saçlı, cazgır kadınlardan hoşlanıyorlar.

4. Haritaları seviyorlar.

5. Birinin eşyası yere düştüyse hemen yerden kaldırıyorlar, uzatıyorlar. Eğer yere düşen eşyanın sahibi ortalıkta yoksa, en yakın yere koymak. Bir eşyanızı düşürürseniz seneler sonra aynı yerde bulabilirsiniz.

6. Eğer önlerinden yürüyorsan seni uyarmadan dirsekleriyle sertçe itip zorla önüne geçerler. Eğer sen onların önüne geçmek için kibarlık yaparsan da seni görmezden gelirler.

7. Şarkı söylemeyi çok seviyorlar.

8. Herkes Eston olmaktan gurur duyuyor.

9. Espri anlayışları bizden çok farklı.

10. Sinema salonunda yüksek sesle yorum yapma, filmle dalga geçme, alkış tutma gibi özellikleri mevcut. -özellikle eğlenceli buluyorum-

24 Şubat 2010 Çarşamba

Krambambuli


  • 2 bardak Batavia Arak
  • 2 Bardak Rom (koyu) 
  • 2 750-Ml. şişe kırmızı şarap 
  • 2 Limon
  • 2 portakal
  • 1 bardak şeker 
sonra da üzerine kılıç ve meyve koyup yakıyosun kılıcın üzerindeki meyveleri... sıcacık oluyo... ve bu işte 
KRAMBAMBULİİİİ

İçmeden önce de bir şarkı söylüyorsun...
şarkının ingilizce çevirisini buldum -orjinali almanca...-
ama bu çeviri bizim estonca söylediğimiz versiyondan daha kısa.. yine de en anlamlı olanın bu olduğunu düşüneceğinizi varsayarak sizlere bu halini kopyalayıp yapıştırıyorum. Bu arada şarkının orjinali -tahminen- haçlı ordusunun marşlarından biri, ama daha sonra bi içki şarkısına dönüşmüş...

Crambambuli is the title
Of that good old song we love the best;
It is the means of health most vital,
When evil fortunes us molest.
From evening late till morning free,
I'll drink my glass, crambambuli,
Cram bim bam bu li, cram-bam-bu-li.

Were I into an inn ascended,
Most like some noble cavalier,
I leave the bread and roast untended,
And bid them bring the corkscrew here.
When blows the post-boy tran tan te,
Then to my glass, crambambuli,
Cram bim bam, bam bu li, crambambuli.

Were I a prince of power unbounded,
Like Kaiser Maximillian,-
For me were there an order founded,
'Tis this device I'd hang thereon:
"Toujours fidele et sans souci,
C'est l'ordre du crambambuli,"
Cram bim bam, bam bu li, crambambuli.

Crambambuli, it still shall cheer me,
When every other joy is past;
When o'er the glass, friend, death draws near me,
To mar my pleasure at the last.
'Tis then we'll drink in company,
The last glass of crambambuli,
Cram bim bam, bam bu li, crambambuli.

bizim söylediğimiz versiyonunda 5 kıta daha var... onlardan bir örnek kıta yazabilirim:

Kui vabadust ma hoidma tõttan
ja sünnima eest võitlema,
ma halja mõõga kätte võtan
mu kõrval sõber seisab ka.
Siis ütlen tal: "mon cher ami,
Veel enne klaas krambambuli!"

bu benim en sevdiğim kıtaydı.. çünkü Vabadust Estonca en sevdiğim kelime ve özgürlük demek.

Estonların şarkı söyleme kültürü oldukça gelişmiş. Sanırım onlarla ilgili en sevdiğim şey bu. Zaten Şarkı Devrimi (laulev revolutsioon) ile bağımsızlıklarını ilan etmelerinden de belli. Taarka adındaki folk şarkıcıları hakkında da bir film izledik, orada zaten şarkıların kültürlerinde nasıl bir yeri olduğunu anladım. Zetod adında da bir grup keşfettik, oldukça orjinal eklentilerle eston folk şarkıları çalıyorlar.Youtube'da falan bulmak mümkün...



    22 Şubat 2010 Pazartesi

    Estonian Evening


    tembeliiiiim



    As on the 24th of February we have our Independence Day, then You don't have to go to the University on Wednesday!
    Are you ready for a sleepless Tuesday night?
    On the 23rd of February we have organised an Estonian Eveningand also prepared typical Estonian food for everyone to taste.
    We have planned fun games and dances so that you'd get the taste of the national Estonian feeling.
    Our tutors will be there to guide you on the way.

    After the evening we all gather to go together to the History Institute in the Old Town. There will be held a Movie Night with Estonian students. Of course there are opened snacktables and scedule has small breaks, but in case you have any special wishes we kindly ask you to obtain the goods yourself .
    We will be there until 6:30 in the morning, after what there is a parade to Toompea Castle, where already loads of people are waiting, singing, dancing and cheering to hoist the Estonian blue-black-white flag with an orchestra and national songs.
    The festival will continue with a spectacular parade in Vabaduse Väljak with 900 military soldiers plus the military equipment and of course the massive crowd to cheer and clap for them.


    google translation'dan size sevgilerle....

     el emeği göz nuru bir çeviri:


    Şubat bizim Bağımsızlık Günü 24 si olduğu gibi, o zaman üniversite Çarşamba günü gitmek zorunda değilsiniz!Salı uykusuz bir gece için hazır mısınız?
    Şubat 23 ve biz, bir Estonya Akşam organize olması da tadına herkes için tipik Estonya yemek hazırladı.Biz böylece ulusal Estonya duygu tadı almak istiyorum eğlenceli oyunlar ve dansları planladınız.Bizim tutors var yolda size yardımcı olacaktır.
    Hep beraber Tarihi Enstitüsü Old Town gitmek için toplamak akşam sonra. Orada Estonya öğrencileri ile bir Movie Night yapılacak. Elbette snacktables açtı ve scedule küçük sonları vardır, ama durumda size biz lütfen kendinize mal almak ister özel bir istek var.Orda 6:30 sabah, ne kadar sonra orada Toompea Castle, bir tören insanların şimdiden yük bekleyen, şarkı, dans ve orkestra ve ulusal-siyah-beyaz bayrak Estonya mavi kaldırma için tezahürat olacak songs.Festival 900 askeri askerler artı askeri teçhizat ve tabii ile Vabaduse Väljak içinde büyük kalabalığı neşelendirmek için muhteşem bir geçit töreni ile devam edecek ve onlar için clap




    Shaq Titus'u Çizdi...

    18 Şubat 2010 Perşembe

    Mr. Thurlow'dan Seçmeler: Felsefe Dersinde Pulp Fiction

    Pulp Fiction İncil midir?? Din Felsefesi konusunu Pulp Fiction ile nasıl açıklarsın?

     Lafı uzatmadan biraz ipucu için link verelim: burada.

    Vince karakteri bir Pharisee'yi mi temsil eder? Ve Jules aslında St. Paul mu?

    Tanrı nerede?


    Jules: ........ve senden intikam almaya geldiğimde adımın tanrı olduğunu anlayacaksın... bang bang bang bang bang bang bang bang

    Alın size bilmece.... 



      16 Şubat 2010 Salı

      11 Şubat 2010 Perşembe

      Intercultural Evening - Heejin çekmiş bu fotoğraflar

      Intercultural Evening

      Aşağıdaki fotoğraflar NET DEĞİL! 
      Nikon Compact makinemizin lensi bozuldu.
      Hemen ardından da fotoğraf çekmeyi hepten bıraktı.
      Elimizde kalan en son fotoğraflar bunlar.

      Intercultural Evening!
      Çok öğle ahım şahım bi eğlence değildi, biraz güldük biraz oynadık.
      Oturup kalktık. Salatalık, karnıbahar ve elma yedik -özlemişiz-!!!
      Bazı insanlarla muhabbet ettik.
      O kadar sanırım...

      Bunlar da fotoğraflar...

      7 Şubat 2010 Pazar

      İlk Grup Fotoğrafı

      Tallinna Ülikool Kütüphanesini gezdirdiklerinde çekildi...

      hemen yanında durduğum kişiyi tanımıyorum ama onun yanındaki Heejin, sonra Volkan, Egle, Keiko ve Hasan. Türklerin genel olarak ağırlıkta olduğunu görebilirsiniz yani =)

      4 Şubat 2010 Perşembe

      Home Sweet Home @ Tallinn #2


      Tallinn Times



      http://tallinn.ee/eng sitesi bizi hayatta tutuyor. nereye gideceksek yol tarifini buradan alıyoruz.

      Pazartesi günü BFM'de ilk dersime girdim. James Thurlow'dan History of Philosophy dersi... Buna göre dönemin sonuna kadar 5 şey okumam lazım. Biri Hegel'in Lectures on the History of Philosophy'si. Biraz da dersin tanımını yapmak için istiyor bunu okumamızı. Sonra Heraclitus: Fragments, Nietzsche: Genealogy of Morals, Sartre: Existentialism ve de içlerinden birini seçeceğim Descartes: Meditations ya da Berkeley: Three Dialogs.
      Oldukça eğlenceli olacağa benziyor. 

      Yarın başka bir derse gireceğim: "Story of Image and Color". Ressam bir kadın tarafından veriliyormuş ders ve aldığım duyumlara göre fena halde saykodelik bi dersmiş. Kadın çılgın çılgın ödevler verip duruyormuş. Sonunda da ortaya audiovisual bir şeyler istiyormuş hepimizden. Bu dersi oldukça merakla bekliyorum. Oldukça eğlenceli ve geliştirici olacağını düşünüyorum. 

      Bir de bu Erasmus insanları bizi çok meşgul ve sosyal tutuyolar. Durmadan yeni bir programla geliyolar karşımıza. Bu ilk oryantasyon haftasında şehiri ve birbirimizi tanımaya yönelik şeyler var. Buz pateni, Eski Tallinn (Vana Tallinn - şehrin ortaçağdaki merkezi. Harika güzellikte bir yer, fantastik kitaplardan fırlamış gibi) şehrinde bir macera turu, Hoşgeldiniz Partisi vb gibi şeyler var. Çok keyifli... =))

      Ve bi de... her zaman.. harika....

      KAR VAR HER YERDEEE!!!





      3 Şubat 2010 Çarşamba

      Ev Hali



      Evden manzara. Çok seviyorum bu karla kaplı görüntüyü. Caddeden de hiç araba gürültüsü gelmiyor..

      Karla kaplı görüntü o kadar güzel ki..

      Beyazı giderek daha fazla seviyorum. Buradaki insanlar için bir özelliği yok. Neden Tallinn'e gelmiş olduğumuzu anlamıyolar. Soğuktan şikayetçiler ve güneş istiyolar. Sanırım Erasmus güne ve kuzey arasında yapılmalı..



      Shaq'in ev hali =))) Arkadaki de içinde bissürü bissürü olimpiyat kitabı ve bir tanecik estonca-rusça sözlük olan kütüphanemizz =))



      Bu fotoğrafı bir anlamda Beratı anarak çektiğimi söyleyebilirim!! evet!! kendim kendimi çektim...  dikkatli bakınca omuz hareketim de belli oluyo zaten. nasıl olmuş mu??
      bu da shaq'in beni görüş açısı. mükemmel perspektif

      Zira benim shaQ'i görüş açım biraz daha normal. biraz daha bana yakın.....

      hm? nasıl ama... ha evet bi tane daha...


      Bu da bizim evin penceresinden dışarı sola doğru bakınca gördüğünüz harika görüntü!!!!!

      Home Sweet Home @ Tallinn



      çalışma masamızı gerçekten seviyorum!!!


      10 euroluk Vog tavamız. onu seviyoruz çünkü her şeyi onda bişiriyoruz..

      eston yemeği: patates!!!!!



      süper trio..

      oturma odası... =))

      bu tabağı seviyorum =)

      ilk alışverişten sonra buzdolabımız.



      Tuvaletimizin üzerindeki kabartma budur!!!
      işeyen çocuk! Pèpè.



      Bu yatak #1. Gerçi oda çalışma odası olarak kullanılıyo...

      hatta bu da "çalışma" masası.
      ama ben onu çalışmama masası olarak da seviyorum....


      Evimizde yediğimiz ilk -ama ilk- yemek!!!!!

      Evimizin manzarası. Her yer beyazken çok hoş...